Şükür Kurbanı
Şükür Bağışı Nasıl Yapılır?
Hayır Kapısı İnsani Yardım Derneği olarak, bağışçılarımızın şükür kurbanlarını başından sonuna kadar en güvenilir şekilde organize ediyoruz. Şükür kurbanları, yoksulluğun yaygın olduğu bölgelerde kesilmektedir ve bu kurbanların etleri muhtaç kişilere ulaştırılmaktadır. Bağışta bulunmak için derneğimizin Bağış Yap butonuna tıklayabilir ya da bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Şükür Kurbanı Nedir?
Herhangi bir vesileyle Allah’a (c.c.) şükretmek için kesilen kurbana şükür kurbanı denir. Bir kimse arzu ettiği bir amaca ulaşması veya bir nimete nail olması sebebiyle şükür kurbanı kesebilir. Böyle bir nimeti elde eden kişinin, adakta bulunmadığı sürece, kurban kesmesi zorunlu değildir. Şükür kurbanı adak hükümlerine tabi değildir. Dolayısıyla şükür kurbanının etinden, kesen kişi dâhil herkes istifade edebilir.
Şükür Kurbanı Ne Zaman Kesilir?
Allah’ın verdiği nimetlere, karşılaşılan olumlu ve güzel gelişmelere, istenilen bir durumun gerçekleşmesi neticesinde yahut herhangi bir olay/duruma bağlı kalmaksızın Allah’a şükretmek maksadı ile kesilen şükür kurbanının kesilmesi için belirli bir zaman dilimi yoktur. Kişi, yılın 365 günü şükür kurbanı kesebilir.
Şükür Kurbanının Şartları Nelerdir?
- Kurbanı kesecek kişinin ergenlik çağına ulaşmış ve aklı yerinde olması.
- Kişinin maddi imkânlarının kurban kesecek derecede yeterli olması.
- Kurban edilecek hayvanın kurbanlık şartlarına uygun olması.
- Şükür kurbanı kesiminin, besmele ve dualarla birlikte yapılması.
Şükür Kurbanının Adak Kurbanından Farkı Nedir?
Sıklıkla karıştırılan adak ve şükür kurbanı farkını şöyle açıklayabiliriz:
- Adak kurbanında kişi, isteği gerçekleşirse kurban keseceğine dair Allah’a söz verir. Şükür kurbanında böyle bir adama durumu yoktur.
- Adak kurbanı vacip hale gelirken, şükür kurbanı tamamen gönüllülük esasına dayanır.
- Adak kurbanının etinden kesen ve yakın akrabaları yiyemezken, şükür kurbanında herkes faydalanabilir.
- Temettü ve kıran haccı yapanların kestiği kurbanlar da şükür kurbanıdır, adak değildir.
